Kredi Geri Ödemelerinde Mücbir Sebep
Bankadan çektiğiniz krediyi eğer geri ödeyemeyecek duruma geldiyseniz bunun bunun hukuken ödememe gibi bir hakkınız olabilir. Mücbir sebeplerin tamamlanması şartıyla banka borçları ya da diğer kurum ve özel şahıs borçları ertelenebilmektedir. Mücbir sebeplerin ortaya çıkmasıyla artık banka ile olan kredi sözleşmeleriniz, ödemeleriniz gereken çek ve senetler ve diğer ticari anlaşmalarınız belli bir süre geçerliliğini yitirebilir.
Tabi burada hangi durumların mücbir sebeplere girdiği yani kredi erteleme ya da ödememe gerekçesinin ortaya çıkıp çıkmadığı da tespit edilmesi gerekmektedir. İşte tam da bu noktada bir yazı kaleme alarak mücbir sebeplerin neler olduğunu ve hangi şartlar altında kredilerinizi ve diğer borçlarınızı erteleme hakkınızın olduğunu belirttik.
İçindekiler
Mücbir Sebep Nedir?
Türkiye Cumhuriyeti borçlar kanunu alt başlığında düzenlenen bir mücbir sebep olgusu kısaca şu şekilde özetlenebilir; Kişilerin ödemesi gereken borçların ön görülemeyen bazı ekonomik kriz, işsizlik salgın hastalık, savaş ve doğal afet gibi durumlar nedeni ile ödenememesini ifade etmektedir.
Kişi bu kötü durumlardan etkilendiğini belgelediğinde kanunda yer alan mücbir sebep etkisinden yararlanıp borçlarını yapılandırma, erteleme ya da faiz silme gibi haklardan yararlanabilir.
Mücbir Sebeplerin Oluşması
Her hangi bir ticari kurum ya da şahısın var olan borçlarını öderken diğer taksitleri ödeme aşamasında karşılaşacağı olağanüstü ve ön görülemeyen durumların ortaya çıkmasıyla borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ile mücbir sebep ortaya çıkmış olur.
Bunu örnek vererek açıklayabilir; Örneği kişinin iş yeri ya da evi yandıysa bundan dolayı çok zor duruma düşecek ve bankaya mücbir sebep başvurusu yapabilecektir. Banka da durumu inceleyip kişi hakkında kredi yapılandırma ya da erteleme imkanı tanıyacaktır.
Buna benzer örnekler çoğaltılabilir. Örneğin şu aralar binlerce kişi korona salgını nedeniyle işsiz kalmış ya da iş yerlerini kapatmış durumda. Bu kişilerin de banka borçları olduğu için bankaya mücbir sebep başvuruları yapabilirler.
Korona Virüsü Mücbir Sebep Sayılır Mı?
Çin’den başlayıp tüm dünya gibi Türkiye’yi de etkisi altına korona virüsü nedeniyle şu anda milyonlarca kişi işsiz kalmış durumda. Bu kişilerin konut kredisi, ihtiyaç kredisi ve kredi kartı borçlarının ne olacağı tartışılırken mücbir sebep hakkının da kullanılması gündeme geldi.
En son hükümetin yaptığı destek açıklamasında mücbir sebeplere çokça yer verilip ticari işletmelerin borçlarında çözüm bulunabilmesi için mücbir sebeplerden istifade edilip borç erteleme yoluna gidilmesi tavsiyesi verildi. Buna istinaden bankaların da müşterilerinin haklarını bu yönde kullanmalarına olanak vermeleri beklenmektedir.
Koronavirüs beklenmeyen ve ön görülmeyen bir kitlesel salgın olduğu için hukuken ve borçlar kanununa göre kesinlikle mücbir sebep sayılması gerekmektedir.
İşsiz Kaldım Kredimi Ödeyemiyorum Ne Yapmalıyım?
Öncelikle neyden dolayı sözleşmenizi yerine getirip borcunuzu ödeyemiyorsunuz? Bu önemli. Eğer; savaş, afet, sel, büyük sosyal ve siyasal hadiseler vb. gibi sizin dışınızda gelişen olaylar yüzünden işsiz kalmış ya da iş yeriniz elinizden gitmişse burada kanunlar sizin için bir çözüm yolu sunmuş olabilir.
Hukukta mücbir sebep ifade edildiğinde; kişilerin ya da tüzel kişilerin kendi çabalarıyla isteseler bile engel olamayacak durumlar akla gelmektedir. Mücbir sebebin varlığı, bireylerin ve tüzel kişilerin kendilerine yüklenen hukuki sorumlulukları ya da ödevleri yerine getirememelerine hukuki gerekçe oluşturur. Bunun doğal sonucu olarak hukuki süreler ve yaptırımlar bu süreçte askıda kalır.
Gerçekte bir kişinin kesinlikle etkisi dışında gelişen bir olaydan ötürü, maddi çıkmaza düşmesi ve bu nedenle borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesini rağmen; sözleşme taraftarı diğer kişi ya da kurumlarca bu mağdur kişiden zamanında borç tahsili beklentisi hiçbir şekilde adil ve hakkaniyetli olamayacaktır. Bu konuda kanunun vermiş olduğu mücbir sebep hakkının kullanılmasına müsaade edilmelidir.
Mücbir Sebepten Dolayı Kredinizi Ertelebilirsiniz
Mücbir sebep, borçlu kişiye; borcundan tamamen kurtulma, borcun ertelenmesi, ya da çok ileri bir tarihe atılması sureti ile mücbir sebebin kalkması durumuna kadar süre verilemesi gibi avantajlar sağlayabilir. Bunun için kişi borçlu olduğu kuruma bir dilekçe ile başvurmalı ve durumu belgelerle izah etmelidir. Yapılan başvuruya rağmen, alacaklı kurum borcunda ısrar eder ve siz de mücbir sebep durumuna haiz olduğunuza kesin kanaat getirirseniz, o zaman bir avukata danışıp gerekli davaları açabilirsiniz.
Çünkü dava açma, haklı olan birinin haklılığını ispat etmek içindir. Ve Anayasada belirtilen hak arama yollarından biri olan bağımsız mahkemelere başvuru yapıp gerekli sonuçları alabilirsiniz. Burası önemli: Açılan dava içeriği, borcunuzu ödemeyeceğinizi belirtme şeklinde değil; borcunuzu ödeyememe sebebi olarak mücbir sebep gösterdiğiniz halde, alacaklı kurumun sizin aleyhinize haciz, el koyma, ya da adli süreç başlatma gibi bir girişimde bulunulması sonucu var olan durumunuzun daha da kötüye gitmesine sebep olması gösterilmeli. Eğer mücbir sebep durumunuza neden olan üçüncü bir kurum ya da kişi varsa onu da davaya dahil edebilirsiniz. Bu konuda avukatlarınıza danışmanız yararınıza olacaktır.
Ceza ya da borçlar kanununda mücbir sebep adı altında bir alt başlık yoktur; fakat genel anlamda bir terim olarak kullanılmakta ve her konuda bu terimden yararlanılmaktadır. Hatta bu konuda hukukta şöyle bir örnek verilir:
Bir hayvan sizi kovaladı ve siz korunmak için özel bir evin kapısını kırarak, zorla içeri girdiniz. Burada haneye tecavüz söz konusu değildir. Olay kanıtlanırsa bir suç teşkil etmez. Çünkü kişinin elinde olan bir şey değildir. Ya da sel felaketi dolayısı ile bürosunun su basması sonucu, bütün evrakları imha olan bir vergi mükellefinin, evrak saklamaktan ya da usulsüz evrak imha ederek vergiden kaçma gibi bir durumla suçlanamayacağı gibi. Bununla ilgili Danıştay’ın 1994 tarihli ve vergi mükellefini haklı gösteren bir dava sonucu örnek gösterilebilir.
Kurumlara olan borçlarınızda mücbir sebepten dolayı esneklik tanınmazsa, o ilçenin tüketici hakem heyetine başvurup 14 gün içerisinde sonuç alma ihtimaliniz vardır.
S